4 Mayıs 2013 Cumartesi

Su Ayısı (Tardigrade)

Su ayıları (Tardigrade) bugüne kadar gördüğüm en ilginç canlılar. Aslında bu canlıları uzun zamandır biliyorum, fotoğraflarını pek çok kez görmüştüm, fakat inanılmaz özelliklerini bilmiyordum!


Öylesine sıra dışı canlılar ki, birçok bilim insanı su ayılarının Dünya dışından geldiğini düşünüyor.

Su ayıları ilk kez 1773 yılında  "Johann August Ephraim Goeze" tarafından keşfedilmiş. O günden bugüne yaklaşık 960 türü bulunmuş. Bu tatlı hayvancık üstünde yapılan çalışmalar sonucunda alınan inanılmaz sonuçlar yeni çalışmaları tetiklemiş ve mikroskobik boyutlarda olan bu ufaklığın özellikleri bir bir ortaya çıkarılmış. Öncelikle şunu da söyleyeyim, adının su ayısı olmasının sebebi pençelerinin aynı pençesine benziyor oluşu. Ama bu hayvan kesinlikle ayıdan çok öte bir şey! :)

Tardigrade'ler -270  °C  (neredeyse "mutlak sıfır"*) ile 120  °C sıcaklık arasında, okyanusun en derin noktasından vakum ortamına kadar olarak basınç değişiminde ve yemeden içmeden 120 yıl boyunca yaşayabilmektedirler! Bu "ölmem!" diyen canlılar uzay boşluğundaki radyasyona da dayanabilmekte olup binlerce insanı katledebilecek güçte olan gama ışınlarına "bana mısın?" demiyor!
Su ayılarının en önemli özelliklerinden biri zorlu şartlarda normalde %85'i su olan vücudunu dehidrasyona uğratıp, bu oranı %3'e kadar indirmesidir. Neredeyse tamamen katı, sert bir kabuğa dönüşen su ayıları bir daha su ile karşılaşana kadar (rehidrasyona kadar) sistemlerini kapalı tutabilmekteler. (yaklaşık 120 yıl)

Bazı bilim insanlarına göre böylesine zorlu şartlara karşı dayanıklı olmak Dünya'daki bir canlı için oldukça gereksiz! "Eğer Dünya'da evrimleştilerse neden bu kadar zorlu koşullara adapte olmak zorunda olsunlar ki?" diye düşünerek bu canlıların Dünya dışından gelmiş olabileceğini savunuyorlar ki bilindiği üzere Dünya'daki yaşamın Mars kaynaklı olabileceğini düşünen pek çok bilim insanı mevcut.

* Mutlak sıfır -273.15 °C veya 0 K sıcaklık olup, ulaşılmasının imkansız olduğu ve evrendeki en soğuk noktanın bile yaklaşık birkaç Kelvin civarında olduğu kabul edilmektedir. Çünkü herhangi bir ışınım alan noktanın mutlaka ısınması gerekmektedir. Hiçbir ışınım almayan, hiçbir enerjinin olmadığı bir yerde mutlak sıfıra ulaşılması; o yerde atomik hareketlerin durması, kimyasal özelliklerin ve fiziksel kuralların yok olması anlamına gelmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder