Tecrübe bambaşka bir şey... İstediğin kadar zeki veya bilgili ol, tecrübelinin eline su dökmen mümkün değil.
Büyüklerimiz... Çoğu zaman sadece konuşuyorlar, söyleniyorlar ya da yine öğüt veriyorlar diye düşünürüz. Oysa söylediklerinin çoğu tecrübeyle edindikleri bilgiler olduğundan, bizleri hayatımızın bir anında kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacak durumlara hazırlamaya çalışırlar. Yapabilen var mıdır bilmem ama şahsen "yaşamadan öğrenilmiyor" ve bugüne kadar büyüklerimiz ve atalarımız tarafından düşülen sayısız hataya, bizlere ne yapmamız gerektiği söylendiği halde, düşmeye devam ediyoruz. Her kuşak gerçekten bir öncekine göre daha zeki ama yapılan hatalar hep aynı.
Çok saygı duyuyorum büyüklerimize. Özellikle yaşlılarla yapılan sohbetlerden çok keyif alıyorum. Ne anılar ne anılar... Hele bir de tatlı dilliyse dinlemeye doyamazsın. Böyle uzun uzun anlatıyorum ama istediğim konuya hala gelebilmiş değilim. Bu aralar konuşmaya, içimi dökmeye çok ihtiyacım olduğundan olsa gerek bir başlayınca konuşmaya sonunu getiremedim bir türlü. Her neyse...
Atalarımız demiş ki "Zaman her şeyin ilacıdır". Şimdi buraya zamanla düzelen bir çok şey yazacaktım ama sonradan farkettim ki tek bir cümle ile vereceğim tüm örneklere değinebilirim. Kanayan bir yaranın kabuk bağlaması ve hatta tamamen iyileşmesi için zaman gerekir. Evet bazen yaralar ömür boyu taşınacak izler bırakır ama acısı çoktan gitmiştir, zaman onu iyileştirmiştir.
Arada bir karşımızdakilere, yaşananlara veya ilişkilerimize zaman verip olup biteni içeriden değil de dışarıdan izlemek oldukça verimli olabiliyor. Çok daha sağlıklı düşünüp yapılan hataları, eksikleri ve neyin ne olduğunu çok daha net görebiliyorsunuz. Bu nedenle hiçbir karar için acele etmemek, yeteri kadar zaman tanıyıp iyice düşünmek gerekiyor.
Tabii hepsinin yanında zamandan daha değerli hiçbir şeyimiz yok. Hepimizin zamanı kısıtlı ve saat işliyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder